5 Aralık 2011 Pazartesi

Ateizm ile ilgili Madalyn Murray O'Hair'ın görüşü


Ateizmin zarar verilemez bütün yapısı onun felsefesi, materyalizmi, ya da doğallığıdır. Felsefe dünyayı olduğu gibi görür, dünyayı bilimin ve sosyal deneyimin ışığı altında görür. Ateist materyalizm yıllarca kazanılan bilimsel bilginin mantıksal sonucudur

Hayali tanrılarla şavaştığımız için temel bir hata yaptığımızı düşünüyorum. Üzerinde durduğumuz bilin düzeyine nereden geldiğimize ve ne koşullarda geldiğimize bakmalıyız. Tarihimiz cahilliğe ve boş inançlara karşı aralıksız mücadelelerle dikkati çeker. Antik yunanda materyalist filozof Demokritus'un, maddenin atom teorisini ilk öğreten, çalışmaları yok edilmiştir. Anaxagoras bir ateist olduğu için Atina'dan sürülmüştür. Materyalist filozof Epicurus, insanları tanrı korkusundan kurtardığı ve bilimin geçerliliğini iddia ettiği için antik zamanlarda saygı görürdü, 2000 sene boyunca yanlış bir şekilde anlatıldı ve ahlakın düşmanı olarak görüldü. Alexandria kütüphanesi, 700,000 fen ve edebiyat kitabına ev sahipliği eder, millattan sonra 391 de hristiyan rahipler tarafından yakıldı. Pope Gregory I(590-604) antik yazarların değerli bir çok çalışmasını yok etmiştir.

Her toplumda bilim karşısında yenik düşen güçler olmuştur. Geçmişte bu güçler bilim adamlarını ve filozofları ya katletmişlerdir ya da onların çalışmalarını yok ederek akıl yürütme güçlerini ellerinden almışlardır. Engizisyon, papanın katolik kliseye karşı olan herşeyi bastırmak için yaptığı buluş, bütün ilerici düşünürleri katletmiştir. İlk akla gelen örnekler Giordano Bruno, Ludilio Vadini, ve Galileo'dur. Voltaire Bastille'de hapse atılmıştır, Diderot da hapse gönderilmiştir. Bizim toplumumuzda(amerikan) hepimizin bildiği Thomas Paine,Salem, Einstein'ın hikayeleri vardır.
Mücadele bugün de geçmişte olduğu gibi kesilmeksizin devam etmektedir. Bu yüzden neye ve niye kavgalı olduğumuzu görmeliyiz. Düşmanımız direk olarak Kuran ya da İncil değildir. İsa'nın gerçekten tarihte var olduğunu sonsuza kadar tartışmaya ihtiyacımız yok. Üçlü teslis inancını ve melekleri ve diğer dinsel çıkmaz sokakları gördük. İnsanın gerçeği ve gerçekle kuracağı ilişkiyi anlamasını sağlayan materyalistik felsefeye bakmalıyız. Bugün insanımız kazığa bağlanıp yakılmıyor olabilir, fakat baskı uygulayan diğer bir çok yol var. Bilim adamlarımız ve ileri düşünür filozoflarımız üniversitelerden ya da işlerinden uzaklaştırılıyorlar. Açık sözlü bilimsel ve felsefi çalışmaların yayınlanma oranı döküntü ve anlamsız yayınlardan çok daha az. öldürme teşebbüsleri çok fazla. Eylemsel dinsel propaganda media ve basın yayın organları tarafından düşünmeyen insanların beynine sokuluyor.
Her zaman olduğu gibi bugün de muhaliflerimiz dehşet verici ve ürkütücü. Fakat bizim gücümüz doğanın ve insan davranışlarının kanunlarını keşfetmede ve bunu bilimsel bir yaklaşımla anlatmada ve de bu bilgileri insanın refahı için kullanmada yatar. İlahiyat'ın dolambaçlı labirentlerindeki bitmek bilmez münakaşalarla vaktimizi öldürmemeliyiz. Kendimizi neye dayandırdığımızı bilmeliyiz. Ateism doğal fenomenler dışında herşeyin varlığını reddeden materyalistik felsefeye dayanır. Hiç bir doğa üstü güç ya da varlık yoktur ve olamaz. Doğa sadece vardır. Fakat bunu reddeden ve aklın fikrin ya da ruhun önce olduğunu iddia edenler vardır. İnsan aklının madde ile ilişkisini içeren bu soru filozofların tatmin eder bir şekilde uğraştığı en temel konulardandır. Ateist şunu çok iyi ayırdedebilmelidir, doğayı birinci sırada gören ve düşünceyi maddenin bir özelliği ya da fonksiyonu olarak görenler ateisttir, ve ruhun, düşüncenin ya da akılın doğadan ya da yaratılan doğadan daha önce var olduğunu düşünenler ise idealisttir.
Bütün geleneksel dinler idealizme dayanır. İdealizmin her çeşiti vardır, fakat idealizmin tutkunları ve materyalizmin karşıtları bir çok isimle ifade edilir; örneğin, dualistler, objectif idealistler, subjectif idealistler, solisistler, positivistler, machianlar, irrasyonalistler, varoluşçular, yeni pozitivistler, mantıklı pozitivistler, fideistler, yeniden çıkan ortaçağ skolastları, thomistler. Ve tüm bunlara karşı Ateistik materyalizm(diğer adıyla doğacılar, akılcılar, serbest düşünürler) tek başına durur, ki bunların entrikalara, aldatmalara, maskaralıklara ihtiyacı yoktur. İncilin müstehcen bir yapıt olup olmadığı ikinci derecede bir konudur. Gelin idealist kampın özelliklerini görelim. Klise dünya hayatını hor görür ve cennete gitmenin hayatın amacı olduğunu söyler. Ve, önemli ölçüde, klise bu amacın ancak itaatkarlık ve uysallık ile kazanılacağını söyler.
Klise bu öğretiye karşı gelenleri Tanrının gazabı ve cehennemin işkenceleriyle tehtid eder. Fakat materyalizm bizi özgür bırakır, bize ölümün ardında bir mutluluk ummamamızı ve hayatımızın değerini bilmemizi ve onu geliştirmemizi öğretir. Materyalizm insana saygınlığını ve zihni bütünlüğünü geri verir. İnsan sürünmeye mahkum edilmiş bir solucan değildir, aksine insan doğanın güçlerini yönetecek ve bunları kendine hizmet edecek şekilde kullanacak kapasitededir. Materyalizm insan inacını akılla zorlar ve bu inanma gücünü bilginin gücüyle doğanın tüm sırlarını çözecek ve düşünce ve adalet tabanlı sosyal bir sistem kuracak şekilde kullanmaya sevkeder. Materyalizmin inancı insan ve insanın kendi gücüyle dünyayı değiştirme becerisi üzerinedir. Materyalizm optimistik, yaşamayı savunan, ve ışık yayan bir felsefedir. Bilim ve ilerleme için mücadeleyi bir ahlaki sorumluluk olarak görür, ve bu mücadelenin insanı mücadele, cesaret ve yaratıcılık için coşturan yüksek ve asil fikirlerle beslendiğini düşünür.
Modern Materyalizm- ya da Doğalcılık- her insanın günlük deneyimleriyle bağlıdır. Deneyin bilginin temelini oluşturduğuna inanır ve gerçeğin hiçbir alanını reddetmez.Kendini düşünsel bir silah olarak kullanılmak üzere devamlı ilerletir. İnsanın aklını ve duygularını, isteğini, vicdanını, geliştirdiği, hayatına anlam ve amaç verdiği sosyal hayatın içindedir. Kendisini ölümü tam ve sonsuz mutluluğa açılan kapı olarak gördüğü rüyasında yanlız bir duacı olarak hücresine kapatmaz. Bir materyalist ful sosyal bir hayat yaşar ve ilerici düşüncelerden ilham alır; hayatın problem ve sevinçleriyle ilgilidir, ölümle değil. Hayatını toplumun yararlı ve ilerlemeye katkıcı bir bireyi olarak şekillendirmekle meşguldur. İdealist bilimi dinin ve inançların ikinci planında görür, bilgiyi de imanın arkasında görür. İdealistin ana hedefi tanrının varlığının delillerini göstermektir. Ahlak sorularına büyük hassasiyet gösterir, fakat onun önerdiği ahlak bir çeşit uysal teslimiyettir, pasif kabullenmedir, ve bu sebepten, var olan fuhuşun gerekçelemesidir(makbul mazeret). Bu ahlak anlayışı bir duacıyı vekil olarak atar ve mücadele ve sosyal eşitsizliği protesto için ilahi yardıma başvurur. İdealist felsefe statüko(hali hazır durum) yu desteklemek için bütünüyle temkinli bir şekilde yapmacıktır. Bizimki bu irticai felsefeye karşı incilin kime ait olduğunu huysuz bir şekilde tartışmaktan çok, başarılı bir mücadelenin verilmesi gereken bir zamandır, geleneksel dinin totaliterliğine ve sıkı irade yanlılığına negatif bir eylem yapmaktan daha çok başarılı bir mücadele, yani daha ziyade positif felsefeyi yaymak için agresif bir eylem programıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder