7 Aralık 2011 Çarşamba

Ahd-i al-atik’in (Tevrat'ın) Daniel adli kitabında, İsrailoğullarını üstün göstermek üzere anlatılan masallar


Yahudi din adamlarinin İsrail oğullarıni üstün kavm olarak göstermek maksadiyle “Kutsal” kitaba koyduklari masallardan biri de Daniel kitabinda yer alir; özeti sudur:
Yehoyakim'in kiralliga gelisinin üçüncü yilinda Babil kirali Nebukadnetsar, İsrailoğullarına karsi sefere çikar ve Tanrınin yardimi ile Yerusalim'i fetheder. Tanrı Nebukadnetsar'a yardimci olmustur çünkü kendisine isyankar olan İsrail oğullarından intikam almak istemistir. Nebukadnetsar, esir aldigi Yehoyakim ile birlikte sehirdeki Tanrı tapinaginda bulunan takimlari alarak ülkesine götürür ve takimlari kendi ilahlarinin evine yerlestirir (Daniel, Bap 1: 1-3). Ve sonra bas harem agasi olan Aspenaz'a, İsrail oğulları zürriyetinden olmak üzere asilzade sinifina ya da kiral ailesine mensub bazi gençler seçmesini ve saraya getirmesini ve bunlarin “kildani” egitimi ile yetistirmesini emreder. Bu emir üzerine Aspenaz, gerekli arastirmalari yapar ve ele geçirdigi genc çocuklari üç yil boyunca egitir; onlara kildani dilinde okuyup yazmayi ögretir. Bunlar arasinda Danyal, Hananya, Misael ve Azarya adinda dört genç vardir. Harem agasi, bu genclerin adini Beltesatsar, Sadrak, Mesak ve Abed-nego olarak degistirir (Daniel, Bap 1: 3-8).
Daniel, Harem agasindan ricada bulunarak eger kendisiyle birlikte diger üç arkadasi sinanacak olursa diger gencçlere nazaran üstün olduklarinin anlasilacagini söyler; dedigi gibi yapilir ve gerçekten de bu gençlerin böyle olduklari anlasilir. Aslinda bu gençlere Tanrı yardimci olmus ve onlari bilgi ve hikmet ile donatmistir. Bu dört genc, kirala takdim olundukta onun da hayranligini kazanirlar. Özellikle Daniel, yani yeni adiyle Beltesatsar, kiralin iltifat ve ilgisine mazhar olur. Bu andan itibaren Kral, her hususta onlara ve özellikle Daniel'e danisarak is görür (Daniel, Bap 1: 11-17)
Günlerden bir gün kiral, ruhunu sikan ve uykusunu kaçiran bir rüya görür; sihirbazlarini, falcilarini ve afsuncularini çagirtir ve onlardan tabir bekler. Fakat hiç birinin söyledigini yeterli bulmadigi için her birinin kiliçtan geçirilmesini emreder. Olan bitenleri isiten Daniel, diger arkadaslariyle durumu görüsür ve kiralin rüyasini tabir edebilmek için Tanrı'dan dua'da bulunur. Bu dua üzerine Tanrı, Daniel'e kiralin rüyasindaki sirlari açiklar. Daniel bu açiklamayi kiral'a nakleder ve ona Tanrı'nin büyüklügünü anlatir. Kral son derece hosnud olur ve Daniel'e: "Mademki sen bir sirri açabildin, gerçek sizin Allahiniz, ilahlarin Allahi ve kirallarin Rabbidir ve sirlar açan odur" (Daniyel, Bap 2: 47) der ve onu hediyelerle donattiktan sonra babil üzeride egemen kilar; Babil'in bütün hikmetli kisilerine reis yapar. Daniel Kral'dan diger üç arkadasinin önemli mevkilere getirilmelerini ister; istedigi gibi olur (Daniel, Bap 2: 48- 49).
Her ne kadar kiral Nebusadnez, ikide bir Daniel'e: "Senin Tanrın, tanrilarin en üstünüdür" seklinde konusmakla beraber, bu üstün Tanrı'yi kendisine Tanrı edinmek niyetinde degildir. Bu nedenle baska ilahlara tapar ve halkini da bu tanrilara ibadete zorlar. Hem de öylesine ki, yukardaki olaylarin olustugu sirada 60 arsin yüksekliginde ve 6 arsin eninde altin bir heykel yaptirir ve basta kiraliyetin yüksek dereceli memurlari olmak üzere herkesi bu heykele tapmaga açagirir; tapmiyanlari atese atacagini ilan eder (Daniel, Bap 3: 1-8)
Ancak ne var ki bazi Kildaniler, Kral'a sikayette bulunarak Yahudilerin, ve bu arada Daniel'in yüksek mevkie getirilmis olan üç arkadasinin (yani, Sadrak, Nesak ve Abed-negon adindaki kisilerin) bu ilahlara tapmadiklarini bildirirler (Daniel, Bap 3: 8-13). Kral gazaba gelir ve bu kisilerin, elleri arkalarina bağlı olarak, atese atilmalarini emreder; emrettigi gibi yapilir ve bu üç ahbab çavus diri diri ates firinina atilirlar. Fakat onlara hiçbir sey olmaz; Tanrı'nin yarattigi mucize sayesinde alevler içinde yürümege baslarlar. Bunu gören kiral saskina döner ve Tanrı'nin büyüklügüne bir kez daha inanir; baska ilahlara kulluk etmemek için kendilerini atese atan bu kimselerin Allah'ina söz söyliyecek olanlarin cezalandirilacaklarini ilan eder; atese attirdigi bu üç kisiyi tekrar Babil vilayeti islerine memur eder (Daniel, Bap 3: 28-30). Kral kendisi de artik Tanrı'ya inanmistir; bu inanç içerisinde ölür. Yerine geçen oglu Belsatsar, tipki babasi gibi, Daniel'e itibar gösterir, çünkü Daniel, rüya tabirleriyle onun hayranligini kazanmasini bilmistir (Daniel, Bap 5: 13-29).
Belsatsar'dan sonra tahta Darius geçer. Darius'un ilk isi Daniel'i bas vezirlige getirmek olur; fakat bu tayin, diger vezirlerin kiskançliklarini tahrik eder; bu yüzden Daniel'i itibardan düsürmek için firsat kollarlar (Daniel, Bap 6: 1-7); Daniel'in Tanrı'ya dua etmedigini söyliyerek onu kirala sikayet ederler. Kral bu sikayetlere inanir ve Daniel'i aslanlarin bulundugu bir çukura atttirir; sonra da karsisina geçip: "Durmadan kendisine kulluk ettigin Allahin, seni o kurtaracaktir" (Daniel Bap 6: 16) diye konusur. Ertesi gün geldiginde görür ki aslanlar Daniel'e hiçbir sey yapmamistir. Daniel çukurdan kiral'a seslenir: "Ey kiral, ebediyen yasa¡ Allahim kendi melegini gönderdi ve aslanlarin agzini kapadi, ve bana dokunamadilar; çünkü onun önünde bende suç bulunmadi; senin önünde de ey kiral, zararli bir is yapmadim" (Daniel, Bap 6: 21-23)
Bunu gören kiral derhal askerlerine emreder ve Daniel'i aslanlarin çukurundan çikartir ve onun yerine Daniel aleyhinde sikayette bulunanlari çukura attirir Fakat bununla da yetinmez, bu kisilerin karilarini ve çocuklarini da ayni çukura attirarak aslanlara güzel bir ziyafet çekmis olur (Daniyel, Bap 6: 24). Darius'un bu vahseti, okuyucuyu muhtemelen tiksindirecektir. Ancak ne var ki eger Tevrat’i yazanlarin tanimaldiklari İsrail Tanrı'sinin, hiç suçu olmiyan insanlara karsi uyguladigi acimasiz siyaset animsanacak olursa, Darius'un yaptiklarina hiç sasmamak gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder