Biliyor muydunuz?

Kuran'da Matematik Hatası

Kuran'da Miras Paylaşımını düzenleyen ayetlerde bariz bir matematik hatası yapılmış, hata ilk olarak Halife Ömer döneminde anlaşılmış, pratikte mirası bölüştürebilmek için ayetlerdeki oranlardan sapan bir yöntem bulunmuş ve 1.400 yıldır hata yokmuş gibi davranılmıştır.



“Sen benim topuzum, cenk silahımsın,
seninle milletleri kıracağım, ülkeleri helak edeceğim... ve seninle erkeği ve kadını kıracağım, ve seninle kocamış adamı ve genci kıracağım; ve seninle genç adamı ve ere varmamış kızı kıracağım; ve seninle çobanı ve sürüsünü kıracağım; ve seninle çiftçiyi ve çiftini kıracağım; ve seninle Valiyi ve kaymakamı kıracağım.” (Yeremya 51/20-23)

http://turan-dursun.blogspot.com/2011/12/iste-tevrattan-kin-nefret-ve-vahset_05.html



Muhammed'in Hitap Ettiği Ayetler


Kuran, İslam inancına göre Allah'ın sözü kabul edilir. İslam inancına göre Allah, Cebrail adlı bir melek vasıtasıyla kendi sözlerini Muhammed'e iletir. Muhammed ise vahiy katipleri adı verilen kişilere "tanrı" vahiylerini yazdırtır.

Kuran'ın geneli incelendiğinde hitap dilinin "ben" veya "biz" zamiri olduğu göze çarpar. Oysa Kuran eğer tanrı sözü ise sürekli "ben" zamiri kullanılmalıydı. Örneğin ....yaptık şeklinde cümleler değil de ....yaptım şeklinde cümleler kurulmalıydı. "Biz" zamirinin kullanılması tanrının tekliği ve güçlülüğü, her şeye yeterliği, konusunda şüpheler uyandırmaktadır. Çünkü her ne kadar "biz" denilerek tanrının kendisiyle birlikte melekleri de kastettiği iddia edilse de "Melekler olmasa tanrı bunları yapamaz mıydı? Neden meleklere ihtiyaç duydu?" gibi sorular yanıtsız kalmakta, pek çok konuda olduğu gibi bu sorunun yanıtı da "tanrının takdiri" ne bırakılmaktadır.




Kabe Güvenli Bir Yer mi?


Kabe, beytullah adıyla da anılır. "Allahın Evi" anlamına gelen beytullah, çevresi dağlık olan bir bölgede, düşük seviyedeki bir yere inşa edilmiştir. Bu nedenle tarihte çok kez yukarıdaki tepelerden akıp gelen sel nedeniyle yıkılmış bazen ise su altında kalmıştır:





Müslümanlar ile Mekke müşrikleri arasındaki ilk savaş olan Bedir Savaşı, Şam' dan dönmekte olan bir Mekke ticaret kervanını yağmalamak isteyen Müslümanların yaklaşık 300 kişilik bir askeri birliği bu iş için Medine' den yola çıkarması ile başlamıştır. Haberi alan Mekke müşrikleri de askeri bir birlik hazırlayıp kervanlarını savunmak istemiştir. İki birlik Mekke ve Medine arasındaki Bedir denilen bir bölgede savaşa tutuşmuş ve müslümanlar galip gelmiştir. Yaklaşık 70 Mekkeli müşrik bu savaşta öldürülmüş ve Muhammedin emriyle hepsinin cesedi bölgedeki bir kuyuya balık istifi atılmıştır. Cesede yapılan bu saygısızlık bir peygamberin davranışı olabilir mi? 





Müslümanlar, Mekke döneminde (1. Mekke Dönemi veya Mekki Dönem'de denir) Kabe'ye dönerek namaz kılarlardı. Medine döneminin başlarında kıble kuzeye (Kudüs'e) çevriliyor. Bilindiği gibi yahudilerin kutsal şehri Kudüs'tür. Yaklaşık 17 ay sonra kıble tekrar eski yerine yani Kabe'ye çevriliyor. Peki kıble neden bir o yana bir bu yana çevrilmiştir? Bu değişiklikleri anlayabilmek için o dönemin tarihsel kayıtlarını, Muhammed'i ve Kuran'ı incelemek gerekmektedir.







İslam Öncesi Arabistanında Al-İlah (ALLAH) İnanışı


İSLAM ÖNCESİ ARABİSTANINDA AL-İLAH (ALLAH) İNANIŞI

Araplar İslamiyet öncesi dönemde Kabe'deki 360 tane put arasından en yükseği, en güçlüsü olarak ay tanrısını görüyor ve buna Al-ilah (en güçlü ilah) diyor, ellerini iki yana açarak ona dua ediyorlardı. İngilteredeki British Museumun Babil Bölümü B kısmında bulunan aşağıdaki heykeller arap paganlarının bu inancını gösteren önemli bulgulardandır:






Giderek daha çok siyasete bulaştırılmak istenen İslam, ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda gelmiştir pek bilinmez, sanki bilinmesi de pek istenmez. Ancak, bir çoğumuzun bilmediği, yada bilmek istemediği bu tarih, en çok bilmemiz gereken konuların başında gelmektedir..
Aşağıdaki döküman tamamen İslami kaynaklardan, Taberi ve Zekeriya Kitapçı gibi İslami tarihçi ve yazarlardan düzenlenerek hazırlanmıştır.

http://turan-dursun.blogspot.com/2011/12/turkler-saman-dininde-iken_05.html





Muhammed ve Hitan (Sünnet)


İslamcılar arasındaki yaygın inanış, Muhammedin doğuştan sünnetli olduğudur. Çünkü gerek çocukluğunda gerekse de peygamberliğini iddia ettikten sonraki dönemde (bu dönemi çok iyi bilinmektedir) sünnet olduğuna dair sağlam bir kaynak yoktur.

Muhammedin doğuştan sünnetli olması bilimsel açıdan mümkün değildir çünkü tıpda doğuştan sünnetli olmak diye bir şey yoktur. Bu güne kadar böyle bir şey dünyada görülmemiştir. Ancak hipospadias adı verilen bir penis anomalisi vardır. Hipospadiasın görüntüsü sünnetli penise benzer ancak aslında tıbbi bir rahatsızlıktır. Eğer Muhammed hipospadiaslı değil de gerçekten sünnetli doğsa idi onun bebekliğinde Mekke'de büyük bir mucize olarak görülmesi gerekirdi. Çünkü sünnetli doğmak doğal olarak mümkün olmayan bir durumdur. Oysaki tarihi kayıtlarda böyle bir mucize yok. Söz konusu durum hipospadias olmalıdır ki bu bebek çevresinde normal karşılanmış ve özel bir ilgi görmemiştir. Eğer Muhammed mucizevi şekilde sünnetli doğsa idi bebekliğinin ilk yıllarından itibaren çevresinde müritleri bulunurdu kuşkusuz.

http://turan-dursun.blogspot.com/2011/12/muhammed-ve-hitan-sunnet_05.html





Kur'an'ın Bir Benzerinin Yazıldığını biliyor muydunuz?


İslamiyetten ayrılan iki Arap, benzeri yazılamaz denilen Kuran' ın bir benzerini yedi yıllık uğraş sonucunda yazmayı başardı. Böylece bindörtyüzyıllık "Kuran'ın bir Sure'sinin bile benzeri yazılamaz" mitosu çökmüş oldu. True Furqan, Türkçede Gerçek Furkan (doğruyu yanlıştan ayırt eden) anlamına geliyor. 366 sayfa olan True Furqan, Arap Dili ve Edebiyatı profesörlerinden de geçer not aldı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder